Beklenmeyen durumlar ile nasıl başa çıkarsınız?
Merhaba… Nasılsınız?
Hayat ne kadar zor ya da değil? Hayat bu ve ben kendi yolumu her şeyiyle hayatın içinde kalarak çizerim, diyebiliyorsunuz artık, değil mi? Güzel…
Bugün bir anda karşınıza çıkan, sizi hazırlıksız yakalayan ve biraz da bu nedenle elinizin ayağınıza dolaşmasına sebep olabilecek durumlarla nasıl başa çıkabilirsiniz; ortalığı birbirine katmadan değil gülünç olarak, aksine, durumu idare şeklinizle takdirleri toplayarak bu ani irili ufaklı sorunların üstesinden nasıl gelebilirsiniz, bir bakalım.
Aniden beliren ve planda olmayan durum… Ne olabilir?
Siz günübirlik 60 km mesafede bir randevunuza gitmişken okuldan çocuğunuzun düştüğü, iyi olduğu ama yine de acilen yanında olmanız gerektiği haberi gelir.
Randevunuza hazırlanırken çat kapı akrabalar gelebilir.
Siz akşam hafif ve pratik bir şeyler atıştırmayı böylece o günü kendinize ayırmayı istemiş, ilgi alanlarınız ve ihtiyaçlarınıza göre planlamışsınızdır ki akşamüstü eşiniz telefon eder, kayın anne-babanızı yemeğe davet ettiğini haber verir!
Çok şık giyinmiş partiye giderken arabanızın önüne bir kedicik çıkar, bitkindir, arabanızı farketmez bile dolayısıyla yolunuzdan çekilmez. (Üstüne sürmeyeceksiniz herhalde!!!)
Arkadaşlarınız size bazı özel durumlarını anlatmıştır, önceden, çünkü bilirler ki siz aktarmazsınız bir üçüncü kişiye ama; onlar sizin bir sırrınızı paylaşmışlardır, birileriyle ve siz, 4.,5. Kişilerden dinleyiverirsiniz, sırrınızı… :)
Eşiniz sürpriz parti düzenlemiş size ama sürpriz, yani siz eşofmalarla kan ter içinde koşudan gelmiş ve henüz kapıdan girmişken arkadaşlarınız, konu komşudan oluşan bir grup ‘’Sürpriiiiiiz!!!’’ diye bağırdı. Bu arada duvarda kocaman harflerle ‘’33. Yaşın kutlu olsun, canım karım’’ yazıyor. (Bunu yaşayan bir arkadaşım var.)
Nasıl davranırsanız uygun olur?
Sakin kalın.
Öncelikle sakin olun. Sakince durumu gözden geçirin.
Şu sorulara cevap verin:
Problemi tanımlayın.
Problem tam olarak nedir ve ne aciliyettedir? Problemi tanımladınız, yaşamsal önemde mi, yoksa birileri siz olmadan sorunlarıyla başa çıkamıyor mu?
Problemin çözümünde gerçekten özne misiniz? Yani problem ya da çözümü gerçekten size mi bağlı yoksa sorumluluk almamaya çalışan birilerinin sizinle çok da ilgisi olmayan durumları üstünüze mi yıkmaya çalışıyor?
Kendi o anki durumunuzu tanımlayın.
Problemin çözümü size bağlıysa hemen o an içinde olduğunuz durumu tanımlayın, kendinize.
Nasıl bir durumdasınız?
Mutfakta ve elleriniz hamurun içinde, ameliyathanede ve eliniz hastanın karnında, manikürde eliniz suda, ofiste toplantıda, mağazanın kabininde, özel ders verdiğiniz öğrencinizle ya da okulda derste…
Problemin merkezinden ne kadar uzaktasınız?
10 Dakikada oradayım. Bir iki saati bulur varışım. Problem burada tam karşımda ve çözmem için bana bakıyor.
Zaman yönetimi
Hayatta en önemli beceri zaman yönetimi.
İyi bir zaman yönetimiyle pek çok şeyi aynı anda yapabilir; pek çok yere birden yetişebilir, ulaşabilirsiniz.
Şimdi de sorununuzu çözeceksiniz.
Uzaktaysanız, çözüm noktasından daha yolda başlayın çözmeye.
Problemin tam olarak ne olduğu, sizin buradaki yeriniz, sizin lokasyon olarak çözüm noktasına mesafenizi analiz ettiniz.
Şimdi daha yoldayken ne yapacağınızı düşünün.
Okuldan haber almış çocuğunuza gidiyorsanız; zaman kaybetmemek için tam olarak çocuğunuz o an nerede, nereye direkt gitmelisiniz, öğrenin. Çocuğunuzu sakinleştirdikten sonra problemin sorumlularını hangi çevrede aramanız gerektiğini planlayın.
Ani gelecek misafirler için yolunuz üzerindeki en yakın ve uygun marketi düşünün. Bilmiyorsanız hemen internetten bulun. Hem çabuk, hem lezzetli hazırlayabildiğiniz, 1-2 antre salata veya zeytinyağlı 2 sıcak yemek, 1 tatlı hangileri. Sıralayın aklınızda hangi malzemeleri alacaksınız marketten. Yanınızda yeterli para, kredi kartı var mı? Yoksa eşinizle haberleşerek ona liste mi yazdırmalısınız? O alışverişi yaparken siz ondan önce evde olup hazırlığa başlarsınız. Kendinize ayıracağınız geceye veda ettiniz tabi. Aile önemli.
Arkadaşınız, sırrınızı saklayamamış mı? Gülümseyin ve çok önemsiz bir konuymuş, siz de son derece sıradan bu konuyu herkese anlatıp güldüğünüzü ya da biraz trajik bir konuysa (eşinizin sizi aldattığından şüphe duymanız gibi) o zaman da bunu tamamen o ilk anlattığınız (sırrınızı yayan) arkadaşınızın ağzını aramak için yem olarak anlattığınızı, esasen onun kocasını biriyle gördüğünüz için çok ama çok üzüldüğünüzü ama doğrudan söyleyip onu şoke etmemek adına, öncelikle onun bu konudan haberi olup olmadığını araştırdığınızı söyleyin. Emin olun arkadaşınız da size katılıp olumlayacak. Maalesef, insanlar dedikoduya bayılıyor. Tabi, bir daha sırrınızı paylaşmadan ince iki kere düşünün.
Eve, derhal duşa koşmak üzere kan ter içinde geldiniz ve sürpriz partiyle karşılaştınız. Duvardaki yazı da cabası! Kocaman gülün!!! Ne yapabilirsiniz ki kocaman gülün, kahkahayla ve teşekkür çok teşekkür edin. ‘’Böyle durun, kiiimse bir yere kıpırdamasınnn!’’ deyin ağzınız, kulaklarınızda. Ve koşun odanıza. 5 Dakikanız var, temiz pak, sade ve gayet hoş görünmek için. Yapabilirsiniz, saçınızı kurutacak zamanınız yok, o kadar… olmayıversin! Sade olan hep daha çekicidir. Duvardaki yazıya gelince… Yaşınız, siz kaç olmasını arzu ediyorsanız, odur. Bir kadının yaşı olmaz. Bunu centilmenler bilir. Ama centilmenler, elegan kadınların eseridir, zaten. Sabır ve azim, kızlar, haydi devam! ) Evet, ne diyorduk… Onu sabah eşinizle bilahare konuşmanız ve ömrü boyunca unutmayacak şekilde yaşınızın kaç olduğunu dikte ettirmeniz uygun olur. Kocanız sizi seviyorsa o sabahı bir daha unutmaz, merak etmeyin. Bu gece yeri değil. Bu gece eşinizin sizi düşünmüş ve size özel çaba sarfetmiş olmasının keyfini çıkarın. Gülün, mutlu olun. Gecenin devamında da mutlu olun ve mutlu edin… Toplantı sabaha… :)
Partiye yetişmeye çalışırken bir kedi durdu, yolda ve çekilmedi.
Camı açıp yolda yürüyen başka şık giyimli hanımlar ve beylerden kediciği kovalamalarını rica ettiniz, ama; bir iki kovalamaya yeltendilerse de şık görünümlerinin ve sözüm ona kibar hallerinin zarar göreceğini sandılar, vaz geçtiler. (Yani kedi ezilirse ezilsin, demiş oldular. Sakın siz öyle demeyin. Bu şıklık değil, insaniyetsizlik ve beceriksizliktir.)
Arabanızı durdurup gayet şık kıyafetiniz, belki stilettolarınızla herkesin meraklı bakışları altında inip minik kediciği tatlılıkla yolun kenarına kovalamayı ya da arabanızda bir parça kuru mama taşıyanlardansanız kediciği yolun kenarına gelmeye ikna edip yine aynı havalı halinizle arabanıza döner, kimselere aldırış etmeden sürer gidersiniz.
Bunu yapabildiğinizde çok ama çok özel ve elegansınız. Kimse sizden eleganlığı alamaz. Harikasınız!
Not 1: Bu olayı bizzat yaşayıp aynı anlattığım gibi tatbik ettiğimi söylemek isterim, sevgilerimle :)
Not 2: Beceriksizlik, ne giymiş olursa olsun, herkesi pasaklı ve kaba gösterir. Anında bütün eleganlık emareleri yiter, bir daha dönmez. Sadece aklını kullanamayanlar ve nerede nasıl davranması gerektiğini bilemeyenler, beceriksizdir. Siz öyle olamazsınız.
Sonuç olarak;
durumlar ne kadar zorlayıcı ve acil, hatta öfkelendirici olursa olsun.
Siz sakin kalabilir; sakin konuşabilirsiniz.
Adım adım aklınızı kullanarak plan yapabilirsiniz.
Tüm canlılara merhametinizi koruyarak sorun çözücü konumda yaklaşabilir (dedikoducular hariç. Onlar merhametinizi haketmeyebilir, sizin kararınız.);
her hareketinizde nezaketinizi, insanlarla olan samimiyetinize bağlı olarak çizdiğiniz mesafeyi koruyabilirsiniz.
Ortalığı velveleye vermek, bağırmak, insanları azarlamak, kontrolsüzce koşuşturup olaylarla ilgisi bulunmayanları da dahil etmeye çalışmak, insanları kendini haklı bulmaları için zorlamak, rahatsızlık vermek, ya da, negatif olmak;çözüme değil, soruna odaklanıp yüzünü asmak; eşine, çocuğuna, iş arkadaşlarına, vs, söylenmek her kadını kaba gösterir ve feminenlikten uzaklaştırır. Yardım etmeyi arzu edebilecek insanlar bile kaçar, bu tavırlardan.
En güzeli, siz daima elegan olun.
İçiniz, dışınız, ruhunuz, konuşmanız, davranışlarınız… öfkeniz, sevinciniz, korkunuzda bile… elegan.
Sükunet, akıl, merhamet ve nezaket sizin daima mantıklı yaklaşımlarda bulunan elegan kadın olmanızı sağlar.
Lütfen hatırlayın:
Bu sözler, sizin her zaman, olduğunuzdan da iyi olabileceğinizi bilen ve size inanan bir kadından, size…
İçinizde sevgi ve iyilik yer bulsun ve aniden başınıza gelenler hep, hoş sürprizlerle mutlu haberler olsun.
Hepinize neşeli günler dilerim.il han il – han
Gelecek Makale:
Artık biraz görünümünüze dönmek istiyorum.
Egzersiz ve diyet ile özel hayatınızın dengesini aynı anda nasıl koruyabileceğinizden; bir de giyim kuşamda dekolte ve renk seçimlerini yaparken nelere dikkat edebilirseniz, zamanla elegan bir zevk ve çizgiye sahip olabileceğinizden söz edeceğim.
Görüşmek üzere…